29 Nisan 2013 Pazartesi

Redhack Atılım Gazetesi Roportajı

Redhack DHKP-C & PKK Terörist Örgütünün 21 Temmuz 2006 'da ATILIM GAZETESİNE verdiği roportaja zerre kadar dokunmadan aynen alıntılandığı haliyle konulmuştur.

Redhack teröristlerinin kendi sitelerindeki arşiv görüntüsü : http://web.archive.org/web/20081217064219/http://kizilhack.org/redhackbasinda

Teröre bulaştığı için kapatılan Atılım gazetesinin sitesindeki röportaj arşiv görüntüsü:


http://web.archive.org/web/20100507133839/http://www.atilim.org/atilim/modules.php?name=Guncel&file=article&sid=16899

Ropörtajda dikkat çeken kısım, Redhack şerefsizlerinin Kürdistan kelimesini devletimiz Türkiye Cumhuriyeti ile yan yana koyarak devlet statüsünde adını eşit tutmasıdır. Burada bir bölgeyi değil direkt olarak devlet manasını kastettiğini en aptal kişi bile anlayabilirken; Redhack itleri birilerini aptal yerine koymaya devam etmekte, herkesi kendi gibi mal zannetmektedir.


"
İSTANBUL (21.08.2006)- İnternet, ezenler ile ezilenlerin, burjuvazi ile işçi sınıfının yeni kapışma alanlarından biri. Sanal ortamdan işçi sınıfı ve ezilenlerden yana eylemlerini sürdüren Kızılhackerlar (Redhack), sorularımızı yanıtladı.
Bilimsel teknik devrime bağlı olarak, işçi sınıfının ve ezilenlerin mücadele alanları da genişliyor. Özellikle internet, son yıllarda bu alanda bir adım öne çıkıyor. Neredeyse her evde artık bilgisayar ve internet var. Bir tık ile dünyaya açılmanız artık içten bile değilken, yeni bir savaş cephesi burada kuruluyor. İnternet, ezenler ile ezilenlerin, burjuvazi ile işçi sınıfının yeni kapışma alanı oluyor.

İnternet, işçi ve emekçilere yeni olanaklar sağlıyor. Ezilenler, işçi sınıfı artık kendisini yazılı ve görsel basının yanı sıra, internet aracılığıyla da ifade ediyor. Dünya ezilenleri internet aracılığıyla birbirine seslerini duyurabiliyor, küresel eylemler örgütleyebiliyorlar. Örneğin; şu anda internet ortamında yüzlerce devrimci, ilerici, yurtsever site var ve bu sayı giderek artıyor.

Ezilenler, egemenlerin yalan perdelerini yırtmak için yeni mücadele araç ve biçimleri devreye sokarken, egemenler de ezilenleri bu olanaklardan mahrum bırakmak için silahlanıyor. Toplumla mücadele yasalarını “Siber terör” adı altında internete taşıyorlar. Uluslararası yasalar ve mahkemeler aracılıyla ezilenleri susturmak istiyorlar.

Ancak ezilenler bu mevziyi terk etmemekte, bu alandaki mücadelelerini büyütmekte kararlı. Devrimci siteler tüm baskılara rağmen yayınlarını sürdürürken, ezilenlerden yana saf tutan hackerlar (kırıcılar) da eylemlerini büyütüyor. 2005 1 Mayıs’ında on binlerce siteyi hackleyerek, sanal ortamdan işçi sınıfı mücadelesini selamlayan Kızılhackerlar (Redhack), sorularımızı yanıtladı. Kızılhackerlar, verdikleri bu ilk röportajda, devrimci dayanışmayı büyütme çağrısında bulundu.

-Kendinizi kısaca tanıtır mısınız? Grubunuzun ‘97'de kurulduğunu biliyoruz. Eylemlerini takip ediyoruz. Ama bunun ötesinde, sizin hakkınızda pek bir bilgimiz yok. Sanırız, tüm devrimci kamuoyu sizi daha yakından tanımak ister. Hangi gerekçelerle bir araya geldiniz, hangi ihtiyaca cevap vermek istiyorsunuz?

Bizler, sizin de söylediğiniz gibi, ‘97 Mayıs’ında kurulduk. O dönemde hack (kırmak) eylemleri, sadece şoven eylemlerle sınırlıydı. Bir kısım hekır zevki için veya popülist egoist kişiliklerini tatmin etmek için hacka başvuruyordu. Bir kısım hekır ise parasal durumlarından kaynaklı bu işe girişmişti. Yukarıda bahsettiğimiz hiçbir tanım, bizim kişiliğimize ve duruşumuza uymuyordu. Çünkü, bizlerin programlama ve hacking bilgisi dışında bir de dünya görüşümüz vardı. Bu, insanlığın ortak kurtuluşu olan bilimsel bir görüştü. Ve biz de bu görüş etrafında nasıl birleşebilirizi araştırdık. Hackingi dünyanın kurtuluşuna; eşit, adil, sömürüsüz bir dünya kurulmasına nasıl sokabiliriz, diye düşündük. “Aynılar aynı yerdedir, ayrılar ayrı yerdedir” esprisinden hareketle Redhack’i Türkiye ve Kürdistan devrimine hizmet etmesi için, devrimci dayanışmanın bir ürünü olarak kurduk.

-Radikal gazetesinin röportaj teklifini reddettiğinizi duyduk. Neden Radikal değil de Atılım?

Radikal, görünende muhalif, sol maskesi altında Doğan Medya kuruluşunun tetikçiliğini yapan bir gazetedir. İçinde kısmi kimi gerçek demokratları barındırsa da özüne damgasını vuran, medya patronu, emperyalizmin uşağı Aydın Doğan'ın görüşleridir. Sol düşünce içinde liberal bir hava estirip, var olan dinamikleri düzene entegre etmeyi amaç etmiş bir kurumdur.

Biz onlarla röportajı kabul etmedik, çünkü söyleyeceklerimizin içi boş, sol maskeli bir gazetede sansürlü yayınlanacağına inandık. Atılım ise bizler için çok farklı, ezilenlerin sesi olmayı kendine amaç edinmiş, kanla yazılmış bir gazetedir. Hatta, gazeteden çok bir tarihtir. Berlin Duvarının altında kalan kimi sosyalist örgütlerin gazetelerine, duvarın altında kalmamışlar olarak bir cevaptır. İşte bu yüzden tercihimiz, bu düzene gerçekten karşı olan Atılım'dır.

-Örgütlenme biçiminizi bize anlatır mısınız?

Örgütlenme biçimimiz, demokratik merkeziyetçilik ilkesinin bu kulvara yansımasıdır. Genel anlamıyla azınlığın çoğunluğa tabi olduğu demokratik bir örgütlenme şeklimiz var. İllegal bir örgütüz. Hiçbir mücadele biçimini reddetmemekle birlikte, illegaliteyi esas almaktayız. Grubumuzda kimse kimsenin ne olduğunu, nerde oturduğunu, adını, yaşını, hatta cinsiyetini bile bilmez. Faşizm ve onlara yalakalık yapan faşist hack grupların bizleri ele geçirmek istediği açıktır. Bu yüzden “Her şey illegal”, ortak sloganımızdır.

Örgütümüzde her devrimci görüşten arkadaşlar mevcuttur. Örgütümüz, dar grupçuluğu aşamamış devrimci yapılara aynı zamanda bir eleştiri oluşumudur. Çünkü biz, tüm devrimci yapılara aynı mesafedeyiz. Ve hepsini aynı derecede kucaklıyor, hepsinin aynı derecede bu alandaki ordusuyuz. Düzene kurşun atan her örgütün emrindedir, Redhack.

- 2005 1 Mayıs’ında on binlerce siteyi hackleyerek, sanal ortamdan işçi sınıfı mücadelesini selamladınız. Bu eylem geniş yankı uyandırdı. TV'lerde çıktı. Bu eylemi nasıl örgütlediniz? Başarılı olduğunuzda ne hissettiniz?

Evet, ama yalnız 2005 değil, 2006 1 Mayıs’ında da bunu yaptık. 2005 çıkışı, çok önceden düşünülmüş ve hazırlanılmış bir eylemdi. Egemenlere şok yaşatacaktı. Emekçileri sokakta görenler de eve gelip bilgisayarlarını açtıklarında bunu göreceklerdi. Aylarca uğraştık ve kırdığımız bütün sayfaları beklettik. 1 Mayıs'tan önceki gece eyleme başladık. 1 Mayıs’ta ara verdik, çünkü meydanlardaydık. Akşamı devam edip 2 Mayıs akşamlara kadar devam ettik. Böylece burjuva gazetelerden, TV'lere kadar birçok yerde çıkmasını sağladık. Eylemin büyüklüğü egemenleri şaşırtmıştı doğrusu. Bu eylemden sonra bizlere çok kılıf biçmeye çalıştılar. Fakat, devrimcilerin olumlu görüşleri bizlerin en büyük ödülü olmuştu.

Geçen aylarda İETT'yi kırdığımızda Hürriyet'ten Milliyet'e birçok gazete bu konuda haberler yazdı. Hatta siteye orak çekiç koyup "Kahrolsun faşizm", "İktidar namlunun ucundadır" türü tüm sloganlarımızı gazetede yazdılar. Yani, duruşumuzla Hürriyet gibi faşist bir gazetede de sansürü deldik. Yine de başarı sarhoşluğuna düşmemeye, düşmana koz vermemeye çalışıyoruz. Çünkü daha yolun başındayız.


Bizler, 2000 yılında Emniyet Genel Müdürlüğü Network'üne, yani POLNET'e girip nöbet tutan memurun notlarına kadar almıştık. Bu, gücümüzü onlara göstermişti. Fakat devrimci basın o zamanlarda interneti pek kullanmıyordu. Bu nedenle eylemimizi pek duyuramamıştık. Sadece burjuva basında yer almıştı. Ama artık her şeyimizi duyurabileceğimiz, bizim olan internet basınımız da var. Bu, bizim için büyük bir kazanç. Şu anki gündemimiz "İsrail vahşeti", buna yönelik eylemler yaptık, yapacağız.

Teknolojinin kötü ellerde olması demek, özünün kötü olduğu anlamına gelmez. Bir gün işçi sınıfının eline geçtiği zaman, sınıf bununla yaşamı daha da kolaylaştıracaktır. Ama şu koşulda; hiçbir mücadele biçimini reddetmeyenler olarak bunu değerince kullanmalıyız. Eğer birileri Atılım’ı veya diğer devrimci düşünceleri susturmak için hack yapıyorsa, neden onları koruyan ve karşı saldırı düzenleyenler olmasın! Ne yazık ki, halen saflarımızda interneti tu
kaka gören devrimciler mevcut.

Şu an halen devrimciler "e-mail atarken", dinlendikleri ve buna karşı nasıl korunabileceklerini bilmiyorlar. Bugün halen devrimciler internette dolaşırken kimlik bilgilerini "IP-MAC" adreslerini gizlemeyi (spoofing) bilmiyorlar. İşte Redhack, bu geç kalınan noktadan ileriye atılım yapıp bu yarışta devrimcilere bunları da öğretmeyi amaçlayan bir kurum olma iddiasındadır. Devrim ordularının tankçısı, telsizcisi olacağı gibi, düşmanın kalbine sızan Hackerları da olmalıdır.

Redhack, şu anda Türkiye'de hacking ve teknoloji alanında en iyi hack grubudur. Redhack'in bu durumundan tüm devrimciler onur duymalıdır. Redhack, sınıf mücadelesinin gelişimine yardım edecek, gelişen sınıf mücadelesi de Redhack’i geliştirecektir. Bu, koordineli bir şekilde "egemenler dünyadan süpürülene" ve "sınıfsız sömürüsüz bir toplum" kurulana dek sürecektir.

Devrimcilerden beklentimiz, klasikleri okuduğumuz ölçüde bu konu ile ilgili de okumalarıdır. Teknolojinin sınıf yararına olan kısımlarını gençlere aşılamalarıdır. "Bırak şu sanal işleri, gerçek dünyaya dön" gibi "formel" bir mantıkla yaklaşırsak görüşlerimiz "ütopya" kalmaktan kurtulamaz. Elbette ki sanal ortamın dışında işlerimizi aksatmayacağız. Sanalda 2 saat geçirelim, ama bu devrim lehine olsun. Sloganımız budur.

-Emperyalizmin saldırılarının yaygınlığını tartıştık. Emperyalizmin "küresel saldırıları"na karşı enternasyonal çalışmalar yapmak konusunda ne düşünüyorsunuz?

Redhack'ın önderlik ettiği bir oluşum vardır. Red Hackers Association, yani, Kızıl Hackerlar Birliği. Bu birlik çatısı altında dünyadaki tüm sosyalist, muhalif hackerları enternasyonal bir birlik içinde örgütlemek istiyoruz. Fakat ne yazık ki, dünyada sosyalist hackerlar tek tük. Şu anki araştırmalarımıza göre bu işi örgütlü yapan tek grubuz. Bu nedenle biz, şimdilik tek tek bireyleri bir araya getirmeye çalışıyoruz. "Redzine"yi bu alanda daha etkin kullanma planımız var.

Röportaj için çok teşekkürler. Bitirirken Atılım okurlarından bir isteğiniz var mı?

Ben de teşekkür ediyorum, bizlere yer verdiğiniz için... mlkp.org üçkağıtçı faşistler tarafından domain firmasına fax çekilerek devrimcilerin elinden alınmıştır. Ama buna misilleme yapmayacağımızı sananlar yanılıyorlar. Onun haricinde, "Kaypakkaya" ile ilgili sayfalara saldıranlar, sahte "cephe" sayfaları yapanlar da sanalda bizden kurtulamayacaklardır. Bu konuda bilgilerimizi devrimcilerle paylaşacağımızdan ve buna karşı ağır misillemede bulunacağımızdan kimsenin kuşkusu olmasın.

Önümüzdeki dönem sınıf hareketlerinin daha da kızgınlaşacağı bir dönem olacaktır. Bizler, sınıf hareketine katkı sunmak için elimizden geleni yapacağız.

Yaşasın devrimci dayanışma!
"

Yazılan yazılar gayet açık... Kan ve şiddetten beslenen terör örgütlerinin sanal uzantısı...
Hem de kendi tabiriyle Kürdistan devrimini yapmayı amaç edinmiş reel kolu olan açık bir terör örgütü. Kendilerinin itiraf ettiği gibi herşey yasadışı , herşey illegal...
Türkiye Cumhuriyeti Devleti Savcısı bu şeref yoksunu anarşistleri neden silahlı terör örgütü olarak kabul ediyor dersiniz hep birlikte bir düşünelim ;)
Biz site editörleri olarak en çok profil fotosu, yazıları, Atatürk , Türk Bayrağı , Cumhuriyetçilik , Milliyetçilik vs. olupta bu kansızları takip eden , bunlara destek veren kişilere gülüyoruz.

Atılım gazetesi terör örgütleriyle bağlantısı kanıtlanmış ve kapatılmıştır.
Atılım gazetesinin 21.08.2006 sayılarını arşivlerden araştırarak bulabilirsiniz.
Google önbelleğinde kalmış sitelerin eski haber linklerine aşağıdan ulaşabilirsiniz:


http://web.archive.org/web/20100507133839/http://www.atilim.org/atilim/modules.php?name=Guncel&file=article&sid=16899

http://www.aleviforum.com/showthread.php/17500-Devrimci-Hackerler-Mutlaka-okuyun-!!

http://devrimcihacker.blogspot.com/2009/07/blog-post.html

http://istanbul.indymedia.org/tr/news/2006/08/140691.php